Adı Trabzonspor’du… İşi devrim yapmaktı… 1967 yılında milyonlar ‘Fırtına’yı tanıdı… Karadeniz dalgalarının arasından koparak geldi, Karadeniz Kaplanı… Hamsi’den aldığı ilhamla ortaya çıkan TS logosu binlerce futbol severin takdirini kazandı.Trabzon arması sayesinde milyonlar Trabzonsporlu oldu. Türkiye’de futbol severler Trabzonspor’u yaptığı devrimle tanıdı ilk kez. Beşiktaş, Fenerbahçe, Galatasaray hegemonyasına son veren ‘Fırtına’ Süper Ligdeki ilk şampiyonluğuna 1975-1996 sezonunda ulaştı. Sonrası mı? Teknik Patron Ahmet Suat Özyazıcı ve Özkan Sümer ile peş peşe gelen şampiyonluklar. İşte bu başarı Trabzonspor’u Türkiye’nin dört büyük kulüpten biri haline getirirken, Bordo-mavi renklere gönül verenlerin sayısı da milyonları buldu. Anadolu’da hemen hemen her ailede Trabzonspor taraftarı oluştu. Özellikle 1980’li yıllarda Trabzonspor’un maçlarını radyodan anlatan Doğan Yıldız, kadroyu sayarken; Şenol Güneş, Turgay, Necati, Bahattin, Şenol Ustaömer, Lemi, Osman Denizci, Hasan Vezir, Hasan Şengün, Kemal, K. Osman, Güngör, İsmail Hakkı, Sinan, İhsan, İsmail, Mustafa, Mehmet, Gökhan, Levent, İskender dediğinde hayat dururdu. Heyecan doruk noktasında ulaştırırdı, Trabzonspor sevgisini… 1983-1984 sezonunda şampiyon olan Bordo-mavililer, o tarihten beri şampiyonluğa aç… Ama o, Trabzonspor, kazandığı Türkiye Kupaları ile Avrupa’da elde ettiği başarılarla İstanbul takımları ile yine başa baş mücadele etti. Belki de Bordo-mavililerin ilk dördün dışında kaldığı sezonlar nadirdir. Fırtına, kalesinde efsaneleşen Şenol Güneş’le kupaları kaldırırken, şu anki Beşiktaş’ın hocası olan Güneş, Trabzonspor’u 1996 yılında bir kez daha zirveye taşıdı. Dramatik Vanspor ve Fenerbahçe mağlubiyetleri Karadeniz Kaplanı’nda büyük bir şok ve yıkıntı yaşattı. Metin Mert, Metin Aktaş, Nihat Tümkaya, Hamdi Aslan, Ogün, Cengiz, Mehmet İpek, İskender Eroğlu, Osman Özköylü, Soner Boz,Tolunay, Abdullah, Ünal, Hami, Lemi,Orhan Çıkrıkçı, Zafer Hızarcı, Erhan Koç, Akın Sağlam, Hasan Özer, Okan Özke, Fatih, Şota,Arçil o sezon Trabzonspor’u ikinci yaptı. Bir de malum 3 Temmuz şike sürecinin yaşandığı 2011 sezonu Fırtına’nın parladığı yıllar oldu. Trabzonspor camiası kanımca 2011’e takılıp kalınca, atı alan Üsküdar’ı geçti… Beşiktaş’ı ‘Feda’ dedi büyüdü… Cimbom’u fırsattan faydalanıp şampiyonluklar yaşayarak, yıldız sayısını dörde çıkarttı. Fenerbahçe de yine yoluna devam ederek şampiyonluklar kazandı. Ama Trabzonspor, hem hatalı yönetimler ve hatalı transferler yüzünden, başarısız oldu. Özellikle 26 Aralık 2016 Pazartesi günü oynanan Trabzonspor-Fenerbahçe maçını izledikten sonra bu yazıyı kaleme almayı düşündüm. Atamızın, dedemizin. Sülalemizden bir çoğunun tuttuğu takım olan Trabzonspor’un sahadaki durumu içimi acıttı. Anadolu’nun devrimcisi ve Anadolu kulüplerinin sesi Trabzonspor bu olmamalıydı. Kesinlikle kimseyi hakir görmüyorum, mahalle takımını sahaya sürsen, inanın Trabzonspor’dan daha iyi mücadele ederdi. Bir takım bu kadar mı Trabzon ruhunu kaybeder… Bizim bildiğimiz Trabzonspor eskiden rakibine gol pozisyonu vermezdi. Ezerdi Avni Aker’de rakipleri… Bu yüzden de adı ‘Fırtına’ kalmadı mı Trabzonspor’un!... Ama Pazartesi akşamı ‘Fırtına’nın ‘F’si yoktu sahada… İnanın, dost acı söyler, Trabzon camiası acilen bir şeyler yapıp, devre arasında bu takımı düzeltmezse inanın sezon sonu Trabzonspor’un puan cetvelindeki yerinin ne olacağına dilim bile varmıyor. Gerçi bu Trabzonspor’a sihirbazlar bile bir şey yapamaz. Trabzonspor’un sadece adı büyük, sahadaki futbolcularının yüzde 90’ı sıradan… Bir tek Kaleci Onur, Mehmet Ekici ve Yusuf Erdoğan’ı kenara çekiyorum hepsi o kadar… Üç çiçekle de bahar gelmez… Ne diyelim!... Trabzonspor’u bu hale düşürenler utansın. İnşallah Akyazı’da açılan ve adına Şenol Güneş adı verilen yeni Stattan Trabzon güneşi doğar. Beklentimiz budur…
YORUMLAR